Şah ve Sultan isimli kitabı ilk gördüğümde nasıl bir düşünce ile yazıldığını az çok anlamıştım. Kitabın içeriğini öğrenince nedense hiç şaşırmadım. Osmanlıda tarih yazanlar sarayda yetişen yazarlardı. İbn Kemal diye bilinen (Aşıkpaşazadeoğlu) tarihçi kişiliğiyle de bilinen ve Alevi/Kızılbaş katliamı fermanını yazan Yavuz Sultan Selim'in Şeyhülislamıydı. İskender Pala ise kitabında Alevi/Kızılbaşların Osmanlı sınırları içerisinde huzurlu bir şekilde yaşadığını öne sürmekte. Yavuz'un yakın adamlarından İdris-i Bitlisi resmi kayıtları tutanlardandır. Resmi kayıtlarda İdris-i Bitlisinin dediğine göre 40.000 kızılbaş katledilmiştir. Osmanlı Sadrazamlarından Kuyucu Murat Paşa bu lakabı nasıl aldı tarihçiye okumasını öneririm. Kuyucu Murat hergün Kestirdiği Alevi başlarını kuyulara doldurttururdu. II. Mahmud'un Yeniçeriliği kaldırma bahanesiyle Alevi/Bektaşi katliamı yaptığı herkesin malumu çıkarttırdığı fetva ile de Alevi/Kızılbaş/Bektaşileri kafir ilan etmiştir. Görüldüğü yerde öldürülmeleri emredilmiştir. Roman bildiğim kadarıyla gerçek veya gerçeğe en yakın olaylar olması gerekir. Bu kitaptaki konuların ise bağnaz düşüncelerle yazıldığı açıktır. Şah İsmail'in topraklarına girerek saldıran Yavuzdur. Hatta uzun bir süre Şah İsmail savaşmak istememiştir. Fakat Yavuz saldırgan tutumlarını devam ettirmiş ve işgalci olarak ev sahibini öldürmeye çalışan bir hırsız gibi davranmıştır. Şah İsmail'in Kan dökücü ve Babası ve Dedesinin katili Şirvan Şah'ı öldürüp kafatasında Kızılbaşlala birlikte şarap içtiğini iddia eden yazar yalan söylemiş ve Alevi/Kızılbaşların heepsine direkt olarak kan dökücü ve zalim olrak nitelemiştir. Bir Alevi olarak kedisini kınıyorum ve Dini bir önder ve Alevi Pirlerinden olan Şah İsmail Hatayîye yapılmış bu saldırı parayla tarih yazan satılmış Osmanlı tarihçilerinin uydurması bir fantaziden öte bir şey değildir. Tarihçi bir roman yazarken bile gerçekleri göz önünde bulundurmalı ve fantazi ve kulaktan duyma şeylerden el verdiği kadar kaçınmalıdır. Yoksa gerçeği söylemeyenler tarih karşısında hesaap vereceklerdir. Bu kitaptaki yazılar zehirli bir ok gibi birçok kesim tarafından araştırılmadan gerçek kabul edilecektir. Zehirli kalem'in mürekkebi uyuşturucu etkisiyle insanları vuracak ve Alevi/Kızılbaşları yanlış tanıyacak ve tanımadan Alevilere düşman olcaktır. Bu bir fitnedir ve kargaşa ve tartışmadan başka bir şeye neden olmayacaktır. Yazar bunu bilerek mi yoksa farketmeden mi yazdı bu okuyanların ve gerçeği bilenlerin yargısına kaldı. Bir gerçek var ki Yavuz kendisini Sünniliğin lideri olarak görmüş ve kendi toprakları için tehdit olduğunu düşündüğü Şah İsmail'e düşmanca davranıp topraklarını işgal etmiş bir işgalcidir. Bu itiraf edilmesi gerekli bir gerçektir. İleride Osmanlı'nın gerçek yüzünü gösteren ve tamamen kaynaklara hemde çoğu Osmanlı kaynağına dayanan eserler ortaya kayacağız. Bu eserler ortaya çıktığında her şey yerli yerinne oturacaktır. Osmanlı sevdalıları bu yazdıklarımıza kızacaktır. Okuyanlar eğer insanî tavırlar gösterirse yazdığımız gerçekler önünde teslim olacaktır. Dini duyguları ön planda olanlar bilmeliler ki Alevilik İslamın Özüdür. Uğradıkları kırım ve eserlerinin yıktırılması yakılması sonucu daha yeni yeni kendisine gelmektedir. Yeniden doğuş göstermektedir. Bunu göz önünde bulundurmalıdırlar. Benim çok eskiden farkettiğim "Pembe İncili Kaftan" kitabında da Şah İsmail'e asıl da ise Aleviliğe saldırı yapılmaktadır. Bu eser de aynı düzlemde yazılmış eserlerin arasındadır. Öğrendiğim kadarıyla İlk Öğretimi bu ülkede okuyan öğrencilere bazı okullarda Şah İsmail'in katil ve hasta ruhlu ve Onu sevenlerinde aynı davranışları sergilediğini iddia eden belgesel denen görüntüler gösterilerek Alevi çocuklarını Şah İsmail'e düşman olması sağlanmak istenmektedir. Bunu bir çok yerde dile getirdik ki bir çok insan önlemini alsın asimileye yer vermesin. Bu kitap şuan en çok satılan kitaplar arasında bir numara acaba kitabı okuyanlar Alevilere hangi yargılarla bakmakta. Acaba bu kitap yeni İdris-i Bitlisi, İbn Kemal, Kuyucu Murat vs. Ya da yeni Yavuzlar mı yetişecek bunu ancak zaman gösterecektir.
Ali Ekber (Muharrem Uçan)
PADİŞAH YAVUZ SULTAN SELİMİN VEZİRİ ŞEYHÜLİSLAM İBNİ KEMAL'İN ÇALDIRAN SAVAŞIYLA İLGİLİ FETVASI:
Onlar Şah İsmail tarikatinin metodunun son derece kolay olduğunu ileri sürüyorlar. Şah İsmail'in "helaldir" dediğini helal, haramdır dediğini haram sayıyorlar. . Şah şarabı helal kılsa, şarap helal oluyor. Özetle, küfürlerinin çeşitleri, Dinden dönmeleri küfürlerinde şüphe etmiyoruz. Sürekli gelen haberlerle bize ulaşmıştır. Ülkeleri Dar'ul-Harb'tır. Erkeklerinin ve kadınlarının nikahı geçersizdir. Onların çocuklarının her biri zina çocuğudur. Onlardan birinin kestiği hayvan (ölü) mundar olur, her kim bir kadınları ve çocukları helal olur. Adamlarına gelince, onlar Müslüman olmadıkça öldürülmeleri zorunludur. Müslüman olduk*larında, zındıklıklarının tersine, diğer Müslümanlar gibi hür olurlar. İnsanlar*dan birisi (Darüs-Selâmı)-(şeriatın hüküm sürdüğü) terk etse bile, onların dinini seçse, onun da kesinlikle katli vaciptir.
Kaynak : Mecımüa-i Resal, Süleymaniye ktp. Pertev Paşa kısmı No:621,yk
Gülağ Öz, İslamiyet Türkler ve Alevilik, s.193
|