Kumeyl b. Ziyad'in-Nahaî, Hazreti Rasûlün (s.a.a) zaman-ı saâdetini idrâk eden, vefatlarında sekiz yaşında olan, Emir'ül-Müninin ve İmam Hasan'ın (a.s) havâss-ı ashabından bulunan bir zattır. Emür'ül-Mü'minin'in (a.s) sahib-sırrı sayılmıştır. Yemenlidir. Müzhac boyunun Naha kabilesindendir. Şa'bânın on beşinci gecesiyle Cuma geceleri okunan ve "Kümeyl duâsı" diye anılan münâcâtı, Hazret-i Emir'den rivâyet etmiştir. Hazreti Emir, bir gün deveye binmiş, Kümeyl'i de arka tarafa bindirmişti. Kümeyl, Yâ Emir'el-Mü'minin, hakikat nedir diye sordu. Hazreti Emir, hakikat buyurdular, ululuk sırlarının keyfiyete sığmaz bir hâlde açılmasıdır. Kümeyl, biraz daha söyle dedi, Emir (a.s), vehmedilen şeylerin bilinen tarzda zuhuruyla yok olmasıdır buyurdu. Kümeyl, biraz daha söylemesini istedi. Birliğin tevhid sıfatlarını cezbetmesidir dedi. Biraz daha söylemesini recâ edince hakikat, ezel sabahından ışıyan bir ışıktır ki eserleri birlik varlıklarına vurur buyurdular. Biraz daha söylemesini niyâz edince de mumu dinlendir, sabah doğdu buyurup sustular. Sûfiler, bu sözlere büyük bir ehemmiyet vermişler, bu sözler hakkında şerhler yazılmıştır. Sûfiyye'ye göre, nefsin, "Nâmiyye-i Nebâtiyye, Hissiye-i Hayvâniyye, Nâtıka-i Kudsiyye, Külliyye-i İlâhiyye" olmak üzere dörde ayrıldığı hakkındaki sözü de Kümeyl, Hazreti Emir'den rivâyet etmiştir; fakat muhaddisler, bunu Sûfiyye'nin uydurduğunu söylerler. Kümeyl, Hit'te vâliyken Muâviye tarafından gönde-rilen bir fırkanın, orayı istilâsı ve bâzı kimseleri katli, malları yağma etmeleri üzerine Hz. Emir, bir mektupla, Kümeyl'i azarlamışlar, fakat Kümeyl sonradan bu fıkrayı mağlûb edince de memnuniyetlerini izbâr buyurmuşlardır. Bir gün Hz. Emir'le giderlerken birisinin, 39. sûrenin (Zümer), "Hiç o, âhiretten sakınarak ve Rabbinin rahmetini umarak geceleri secde eden, kıyamda bulunan ve böylece itâat ve ibâdet eden kişiye benzer mi" meâlindeki 9. âyet-i kerîmesini hüzünle, yanık bir sesle okuduğunu duymuş, o adamın kötülüğünü de bildiği hâlde okuyuşunu beğenmiş ve şaşmıştı. Hazreti emir, Kümeyl'in zamirini keşfederek, inanma buyurmuşlardı, o adam cehennem ehlindendir. Sonradan o kişi, Nehrivan'da öldürülen Hâriciler arasında bulunmuştu. Sıffin'de ve Nehrivan'da Hazreti Emir'in maiyetinde bulunan Kümeyl, Haccâc'ın vâliliği sırasında Kûfe'de saklanmış, fakat Haccâc, Kümeyl'e mensup olanlara verilen parayı kesince onların zarar görmemesi için gidip Haccâc'a teslim olmuş, zâten benim ömrüm sona erişti, Emir'ül-Mü'minin, beni senin öldüreceğini bana haber verdi demişti. Haccâc, sen, Osman'ın katillerindensin deyip Kümeyl'in başını kestirerek şehit ettirmişti. Kabr-i mübârekleri Kûfe Mescidi civârındadır (Tenkıyh, 2, İkinci bölüm, s.42; Sefinet'ül-Bihâr, 2, s. 496-97 ve 602-603; Ma'sûm-Alişâh; Tarâık'ul-Hakaaık, Muhammed Ca'fer Mah-cûb teshihi ve haşiyeleriyle, Tehran-1339- 1345, 2, s.83-90)