Alevilikte Kur'an
‘Bizimdir ayet-i Kur’an, biz asıl
didâr ehliyiz’
Haşimi
Giriş
Alevilik ve Kur’an. Elbette bu başlık
altında bir makale yazmanın ve bu konuyu bugüne kadar ‘Alevi Aydını’
diye öne atılan, ama Alevilikten daha çok kendilerini Alevilik ile
alakası olmayan fikir ve ideolojilerle ifade eden insanlardan farklı
şekilde dillendirmenin çeşitli zorlukları var. Bu zorlukların
başında öncelikle son 20 yıl içinde, Aleviliği İslam dışı bir
inançmış gibi göstermek isteyen ve bu işten açık bir rant elde eden
kimi çevrelerin şekillendirdiği bir ön yargıya karşı durmak gelir.
Aslında düşünsel olarak Alevi olmayan ve amaçları sadece Türkiye’de
yaşayan Aleviliği çeşitli materyalist ve dünyevi akımlara yamamak
olan bu insanların, değişik ‘gizli ellerle’ beslendiği ve bu
‘sipariş’ Alevilik anlayışını kendilerinden daha güçlü olan
efendilerini memnun etmek için işledikleri ortada. Gerçi bu
ilişkileri, ‘garip tesadüfleri’ ve ‘örtüşmeleri’ anlatmak bu
makalenin işi değil, ama belirtmek gerekir ki, bir başka zorlukta,
bu kuklaların gerçeği açıklamakta ve efendilerinin hilelerini boşa
çıkarmakta oluşturdukları ayak bağlarıyla uğraşmamız olacak.
Bugün değişik
ideolojilere bulaşarak, o ideolojilerin içinde erimemiş ve kendi
kimliklerini kaybetmemiş Alevilerin bu makaleden azami derecede
faydalanacağını umuyorum. Çünkü bu makale işlenirken materyaller
tamamen Alevilerin önder edindiği insanların fikir ve yaşamlarından
kaynaklanmıştır; son yirmi yıl içinde çıkıp dernek ve vakıf adı
altında faaliyet göstererek Aleviliği istismar eden ve bu işle rant
sağlayan ne idiğü belirsiz bazı insanların uydurmalarından değil.
Onlara da zaten en iyi cevabı Alevi önderleri verecek.
Şimdi konuya girelim.
1- Kuran-ı Kerim Allah Katından Vahiy
Meleği Cebrail –a- Vasıtası İle Hz. Muhammet-s-‘e Vahy Edilmiştir.
Pir Sultan Abdal, bir şiirinde
Kur’an-ı Kerim’in ve diğer üç ilahi kitabın vahiy edildiğini, Allah
katından indirildiğini şu mısralarla anlatmaktadır:
‘Pir Sultanım eydür şad
olup güldü
Kabe-i şeriften bir nida
geldi
Hakkın emri ile dört
kitap indi
Okuyan Muhammet yazan
Ali’dir’ (Abdulbaki GÖLPINARLI-Pertev Naili BORATAV, Pir Sultan
Abdal, Der Yay., 1991, s.131)
Pir Sultan Abdalın yol
arkadaşı Kul Himmet ise şöyle demektedir.
‘Hakkın emriyle gökten
Cebrail indi
İndi de namına sultanı
sundu
Allah Muhammet’e selam
gönderdi
Muhammetsin diye bendin
çözüldü’ (Besim ATALAY, Bektaşilik ve Edebiyatı, Ant Yay., 1991, s.
124)
Yine Alevi şairlerinden Seyrani aynı
gerçeğin altını şu şekilde çizer.
‘Kur’an yazılırken arş-ı rahmanın
Kudret katibinin elinde
idim
Kandil asılırken ulu
mekanda
Bülbül idim gonca gülünde
idim’ (Besim ATALAY, Bektaşilik ve Edebiyatı, Ant Yay., 1991, s. 89)
Alevi şairlerinden Derviş Mehemmet’i
dinleyelim bir de, bakalım o nasıl anlatıyor Kur’an’ın
vahyedildiğini.
‘Yaratmıştır on sekiz bin
alemi
Cebrail arştan indirdi
kelamı
Dört kitabın yazıldığı
kalemi
Deyen bilmez, bilen demez
ne seyran’ (Saadettin Nuzhet ERGUN, On yedinci Asırdan Beri
Bektaşi-Kızılbaş-Alevi Şairleri ve Nefesleri, İstanbul Maarif
Kütüphanesi, Tarihsiz, s. 30)
Bununla ilgili daha
yüzlerce örnek vermek mümkün, ama örnekleri fazlaca uzatmaya gerek
yok.
Kur’an-ı Kerim’de de bu
gerçek defalarca tekrar edilmiştir. Allah Teala Kuran’da şöyle
buyurmaktadır.
‘Kulumuza indire geldiğimiz Kuran’da
şüpheniz varsa ona benzer bir sure getirin, doğrucuysanız Allah’tan
başka tanıklarınızı da çağırın. Bunu yapamazsanız, kesin olarak
yapamazsınız ya, sakının odunu insanlarla taşlar olan ve kafirlere
hazırlanan ateşten.’ (Bakara 23/24)
Onlara yetmez mi ki, şüphe yok, sana
kitap indirdik, onlara okunup durmada (...). (Ankebut/51)
Hz. Ali –a- de bir yerde şöyle
demiştir.
‘Biziz nübüvvet ağacı, vahyin indiği
mahal; meleklerin inip çıktığı yer.’ (Nehc’ül Belağa, s.69)
2- Kur’an-ı Kerim Son İlahi Kitaptır.
Alevi inancına göre, Allah Teala
insanlara seçtiği peygamberleri vasıtası ile dört tane kitap
göndermiştir. Nitekim on yedinci asır Alevi şairlerinden Yeşil Abdal
bir şiirinde şöyle demektedir:
‘Yeşil Abdal dört kitabı
Cem eyleyip yazan kimdir.’ (ERGUN,
aynı eser,s.87)
Pir Sultan Abdal ise bir
şiirinde şöyle demektedir:
‘Nerede ararsam hazır
bulunur
Oku dört kitabı iyi
bilinir
Bayram ayı gibi doğar
dolunur
Seher yelleriyle esen
Ali’dir.’ (Abdulbaki GÖLPINARLI-Pertev Naili BORATAV, Pir Sultan
Abdal, Der Yay., 1991, s.131)
Yine on yedinci asırda yetişen Alevi
şairlerinden Alevi şairlerinden Ahu ise dört hitabın adlarını
açık-açık söylemektedir:
‘Zebur, Tevrat, İncil
dört kitap haktır
Ledünnü ayet-i Kur’an’dan
aldım.’ (ERGUN, aynı eser,s.19)
3- Kur’an-ı Kerim Bozulmamıştır ve
Bozulmayacaktır.
Kur’an-ı Kerim’in bozulmadığı ve
bundan sonra da hiçbir suretle bozulmayacağı Aleviliğin Kur’an-ı
Kerim hakkında ki bir diğer inancıdır. Nitekim Muyhittin bir
şiirinde şöyle demektedir:
‘Şanında gelmiştir ahsenül kısas
Budur gökten inen Kur’an
dediler
Sıfatı zatının evrakı
gibi
Yüz on dört sureye Kuran dediler’
(ATALAY, aynı eser, s. 140)
Yukarıda Muyhittin’in de dediği gibi
Kur’an 114 sureden meydana gelmiştir ki, bugün Kur’an’ı açıp
bakarsak 114 sure olduğunu görürüz. Zaten yeryüzünde ikinci bir
Kur’an-ı Kerim’in olmayışı onun bozulmadığını desteklemektedir.
Diğer taraftan Alevi inancında
Kur’an-ı Kerim asla bozulmayacaktır. Çünkü Allah Teala şöyle vaat
etmiştir: ‘Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak olanda biziz.’
4- Kur’an-ı Kerim Hz. Ali Tarafından
Kitap Haline Getirilmiştir.
Aleviliğe göre Kur’an-ı Kerim’in Hz.
Muhammet hayatta iken Hz. Ali tarafından yazılmış ve bir kitap
olarak Hz. Muhammet’e sunulmuştur. Pir Sultan Abdal bir şiirinde bu
tarihsel gerçeği şöyle şiirleştirmiştir:
‘Pir Sultanım eydür şad
olup güldü
Kabe-i şeriften bir nida
geldi
Hakkın emri ile dört
kitap indi
Okuyan Muhammet yazan
Ali’dir’ (GÖLPINARLI- BORATAV, aynı eser, s.131)
Tarihsel kaynaklara
başvurduğumuzda gerçekten de Kur’an-ı Kerim’in bir kitap olarak ve
bugünkü haliyle Hz. Muhammet zamanında toplatıldığını görürüz.
Nitekim Hz. Ali ‘Resulullah nazil olan bütün ayetleri bana okuyor ve
ben de yazıyordum’ buyurmuştur. (Kur’an-ı Kerim’in Hz. Muhammet
hayatta iken toplandığına dair kısa bir inceleme için bkz.:
‘Kur’an-ı Kerim’in Toplanış Tarihi’ Ehl-i Beyt Mesajı Dergisi, 1996,
Yıl:3 Sayı:12)
Kur’an-ı Kerim’de toplam
114 ayet vardır. İlk sure Fatiha Suresi, son sure ise Nas Suresidir.
En uzun sure 286 ayetten oluşan Bakara Suresi, en kısa suresi ise 3
ayetten oluşan Kevser Suresidir.
5- Kur’an-ı Kerim ile Ehl-i Beyt
Ayrılmaz Bir Bütündür.
Aleviliğin Kur’an-ı Kerim hakkında ki
inançlarından bir tanesi de Ehl-i Beyt ile ayrılmaz bir bütün
oluşturduğudur. Kur’an-ı Kerim’in ayrıntılarını, yorumunu ve
batınını en iyi bilen ve doğru biçimde kusursuz şekilde açıklayan
tek merci Ehl-i Beyt’tir. Nitekim Hz. Muhammet’in Sekaleyn adıyla
meşhur olmuş hadisinde bu durum açıkça bildirilmiştir.
“Şüphesiz, ben sizlere iki ağır
emanet bırakıyorum; bunlardan biri Allah’ın kitabıdır ki, onun bir
ucu Allah’ın elindedir ve bir ucu da sizin elinizdedir. En büyük
emanet de budur. Diğeri ise, öz soyum, Ehl-i Beytimdir. Bunlara
sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz. Bu ikisi
bana ulaşıncaya kadar asla birbirinden ayrılmazlar. Rabbimden ben
bunu istedim; O da kabul etti. Bu yüzden asla onlardan ileriye
geçmeyin ki, helak olursunuz ve onlara bir şey öğretmeye kalkmayın,
çünkü onlar sizden daha çok bilgindirler.”
Sonuç Yerine
Elbette Alevilikte Kur’an’ın yerini
açıklamak bu kısacık makalenin haddi değildir. Çünkü Alevilik,
Kur’an ve Ehl-i Beyt temelinde düşünüldüğünde o kadar güzel ve temiz
bir yaşam ve düşüncedir ki, gerçekten bunu kalemle ifade etmek
mümkün değil. Çünkü yaşamak, anlamak, keşfetmek ve görmek gerekir.
Kimi zaman karşılaştığımızda küçük ve önemsiz gibi görünen
ayrıntılar dahi o kadar iyi işlenmiştir ki, insanın yüreğinde
silinmez izler bırakır. Ancak yine de bu kısa makalede Alevilikte
Kur’an’ın yerini genel olarak belirtmeye çalıştık. Sanırım
okuyucunun zihninde genel bir görünüş belirmiştir. Zaten bütün
çabamız sonucu Allah’a ait olan bir işte, sorumluluklarımızı yerine
getirmektir.
www.odkan-erdenay.com