LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMED RESULULLAH ALIYEN VELİYULLAH "Ben Konuşan Kur'an'ım" Hz İmam Ali (as)
  Eski Mısır'da Bilim
 

Eski Mısır’da Astronomi
                                         

     Gökyüzü, eski Mısır’ın rahip-astronomlar için pratik faydası olan bir araçtı: zamanı tayin etmek için gökyüzüne başvururlardı. Güneşin gökyüzündeki yıl boyu süren hareketini belirlemede takım yıldızlar kullanılırdı. Mısırlılar son derece yeterli bir takvim icat etmişlerdi. Bu takvim astronomi bakımından fazla gelişmemiş olsa bile, eskiçağların en ileri resmi takvimiydi.

 Eski Mısır’ da Matematik

    Eski Mısır astronomisi esas itibariyle zaman ölçümüyle ilgilendiği gibi, eski Mısır matematiği de aritmetik, özellikle uygulamalı aritmetikle sınırlıydı. Matematikte ve geometride genel bir teori bulunmuyordu. İlgi, yalnızca sayma, toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemleri üzerinde yoğunlaşmıştı ve yönetimde görevli katiplerin karşılaştıkları cinsten problemler için uyarlanmıştı. Temelde iki sayı ile çarpım cetvellerine, herhangi bir sayının üçte ikisini bulma becerisine dayanmaktaydı. Sayılar için değişik semboller vardı, bizdeki gibi bir çizgi boyunca sıralanmış değildi. Fakat onlarda bizim gibi on tabanlı sayma sistemini kullanıyorlardı. Mesela: çıkarma işlemi için “9’dan 5’i çıkarmak” yerine “5’e ne eklesek 9 eder” şeklindeydi.

Çarpma işlemi için yalnızca iki ile çarpım cetveline ihtiyaç vardı. Böylece, 8’i 7 ile çarpmak için katip şöyle yazmalıydı:                            

1                                           8

2                                           16

4                      32

7                                           56                                    

    Çarpma işlemi, 10’un katları ve 1/10 ile de yapılmaktadır. 1/21 veya 1/17 gibi sayıları birbirleriyle çarpmak içinde kurallar vardır. Kesirlerin toplanmasına gelince onları içinde hazır cetveller hazırlamışlardır. 2/3 kesri hariç, her zaman ve yalnızca birim kesirleri(1/2, 1/3, 1/4, 1/5) gibi kullanmışlardır. Bölme işlemi, çıkarma işlemine benzer şekilde yapılmakta ve sonuca ulaşmak için iki ile çarpım cetvelleri kullanılmaktadır. Yani her zaman işlemlerde kolaylık sağlayacak hazır cetveller bulunmaktadır.

   Geometriye gelince, ulaşılmak istenen sonuçlar tamamıyla pratik sonuçlardı arazi ölçümü (yer ölçüm, mesaha) yapan memurlar, araziyi paylaştırmak ve dik açılar ölçmek istedikleri zaman “3-4-5 kuralı”nı kullanırlardı: kenarları 3,4,5 birim olan ve ipten yapılmış bir üçgen vasıtasıyla bir dik açı çizerlerdi. Bu , Pithagoras teoreminin özel şıkkıydı. Genel teorem Mısır’da bilinmemekteydi. Bazı yapılar inşa etmek için, Mısırlıların pi  değerini, yani bir dairenin çapına oranını bilmeleri gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak pratik amaçlar söz konusu olduğunda bu değer, yerde yuvarlanan bir diskin bıraktığı iz uzunluğunun ölçülmesiyle elde edilebilirdi ve Mısırlıların bu matematik oranı hesaplamış olduklarına dair delil bulunmamaktadır.

Eski   Mısır’da Tıp

                                                         

  Mısırlılar mahir cerrah oldukları gibi, Mısırlı dişçiler de apseleri akıtıp boşaltmaktaydılar. Diş için altın  dolgular hali vakti yerinde olan insanlara yapılmaktadır ve bütün bunlar 3. sülale zamanında yapılmaktadır. Tenhit işlemini uygulayan Mısırlılar, bu uygulama sayesinde insan anatomisi hakkında muhtemelen önemli miktarda bilgi toplamışlardı. Cesedin bütün kısımlarını bozulmadan saklama, ölümden sonra hayat olduğuna inanan bir toplum için ciddi bir işti. Başlangıçta, en gelişmiş tahnit yöntemleri hanedana mensup kişilere uygulanmaktaydı ve bir miktar cerrahi operasyon içermektedir. Şöyle ki: beyin, bağırsaklar ve diğer  yaşamsal organlar çıkarılıp alınmakta, bunlar şarap içinde  yıkandıktan sonra otlarla birlikte kaymaktaşında yapılmış küplere yerleştirilmekteydi. Ceset oyuklar, güzel kokular, hoş kokulu reçineler  ile doldurulmakta ve ceset dikilmekteydi. Bu işlemi takiben, ceset güherçile içine daldırılarak yetmiş gün burada bırakılmakta ve sonra yıkanarak, bir cins zamklı malzemeye batırılmış sargılar ile sarılmaktaydı. Nihayet, ceset lahid içine yerleştirilmekte ve mühürlenmekteydi. Çok daha basit bir metot, cesede sedir yağı şırınga edilir, yetmiş gün güherçile içinde bıraktıktan sonra çözeltiden çıkarıp sadece deri ve kemikler kalacak şekilde yağı ve etli parçaları çekip almaktı.  İlk iki yöntemi uygulayan tahnitçiler, insan vücudunu ve kısımların çok iyi öğrendikleri gibi, cerrahi deneyim yanında önemli miktarda anatomi bilgisi de elde etmişlerdi.

 

Eski Mısır`da Bilim

Tarihçi Heredot'a göre, geometri Mısır'da doğmuştur. Bu, Nil'in taşmasıyla deltada su altında kalan tarım arazilerinin sık sık yeniden ölçülmesi ihtiyacından ve kaybolan ya da zarara uğrayan arazilerin her seferinde yeniden ve dikkatle tespiti ve vergi miktarının buna göre yeniden belirlenmesi gereğinden kaynaklanmıştır.

Mısırlılar kare, üçgen, yamuk gibi alanların yüzölçümlerini bulabiliyor, bunların en zoru olan dairenin alanını hesaplayabiliyorlardı. Bununla da kalmıyor üç boyutlu şekillerin, örneğin silindirin, dikdörtgen prizmanın, piramidin, kesik piramidin hacimlerini hesaplıyorlardı.

Bir örneğini İstanbul Sultan Ahmet Meydanı'nda gördüğümüz obelisklerin ağırlıkları 200 ile 1000 ton arasında değişmekteydi. 1879 yılında New York'a götürülen bir obeliskin uzun yolculuğunun son iki millik mesafesi, eski Mısır'da varsayılan şartların aynen uygulanmasıyla kat ettirildi. Obelisk bu iki millik yolu günde ortalama 30 metre kat edilmesiyle 112 günde tamamlanabildi.

Mısırlılar, piramitlerde kullanılan taş blokların hazırlanması için en basit aletlerden başka bir araca sahip değillerdi. Çekiç ve taşçı kalemi veya keskisi ile ana kayadan ayrılacak taşın etrafında gerekli derinlikte yuvalar açıyor, bu yuvalara yerleştirilen çift kat takozların arasına bronz kazıklar çakmak suretiyle, blokları yataktan koparıyorlardı. Bu iş için bir diğer yöntem olarak, tahta takozların ıslanınca şişmelerinden yararlanıyorlardı.
Yine o devirde demiri cevherden elde etmeyi bilmiyorlardı (M.Ö. 600 yılında Hititlilerden öğrendiler). Sert olmasını istedikleri aletleri bronzdan imal ediyorlardı. Daha sert ve keskin aletleri ise doğada hazır şekilde bulabildikleri nikelli demirden yapıyorlardı. (Nikelli demir ise hazır şekliyle sadece gökten düşen meteorlarda bulunmaktadır).

Piramitlerin tabanları kare şeklindedir. Bunlardan Keops piramidinin taban kenarları ortalama 230 metredir. Kenarlardan ikisi karşılaştırıldığında sadece 2.5 cm'lik bir farklılık göze çarpmaktadır. Hata payı sadece ve sadece yüz binde birdir. Piramidin yanları ile taban yüzeyi arasında 51 derece 51 dakikalık bir açı bulunmakta olup, bu açı tabandan en üst noktaya kadar bozulmadan korunmuştur.

Mısır'da anıtlar ve özellikle piramitler daima belirli yönlere dönük olarak inşa edilmiştir. Piramitlerin tabanları doğu, batı, kuzey, güney yönleri gösterecek şekilde oturtulmuştur. Bu doğrultuların belirlenmesinde hata payı ise hiç bir zaman bir derecenin üzerine çıkmamıştır.

M.Ö. 2000 yıllarında yağmur mevsimi sellerinden, kuraklık yıllarında yararlanabilmek için, Aşağı Nil Vadisi'ndeki dar ve kayalık boğazlara barajlar inşa etmişlerdi. Bunlar arasında 76 metre genişliğinde, 10 metre yüksekliğinde, taban kalınlığı 45 metreyi bulanlar vardı.

M.Ö. 1900-1500 yılları arasında Nil ve Kızıl Deniz arasında Süveyş üzerinden bir kanal açmayı başarmışlardı.

Eski Mısır'da Tıp Bilimi

Eski Mısır'da tıp bilimi de çok ileri gitmişti. Tıbbî papirüslerin incelenmesiyle meydana çıkan tıp bilgileri ve cerrahî alandaki geniş ve sağlam bilgileri tıp tarihçilerini günümüzde bile hayrette bırakabilmektedir. Eski Mısır'da doktorlar uzmanlık alanlarına ayrılmışlardı. Bu ülkede her türlü tedavi ücretsiz yapılıyor, doktor ve diğer gerekli giderler devlet tarafından karşılanıyordu. Bu ülkede, hastalıkların tedavisinde kullanılan pek çok ilâç, günümüzde de kullanılmaya devam etmektedir.

 

 

Bilinen en eski sayma sistemlerinden biri, Eski Mısırlılara ait olanıdır. Eski Mısırlıların kullandıkları resim yazısının (hiyeroglif) başlangıç tarihi, M.Ö. 3300 yılına kadar dayanır.Mısırlılar, ortalama 5300 yıl önce, milyona kadar olan sayıları kapsayan bir sistem geliştirmişlerdir. Eski Mısırlılara ait sayma sistemi, ilkçağ mağara insanının önceleri kullandığı sayma sisteminin gelişmiş şeklidir.

Eski Mısır matematiği hakkındaki bilgilerimiz, zamanımıza kadar intikal etmiş papirüs tomarlarından elde edilmektedir.Papirüsler, Nil Nehri boyunca yetişen yaprakların uzun tabakalar halinde kesilip preslenip güneşte kurumaya bırakılmasıyla elde edilmişlerdir.Kuruduklarında katlanıp depolanarak kullanıma hazır hale gelmişlerdir.Papirüsler Nil Nehrinin her iki yanı çöl olduğundan kuru ortamda kolayca korunmuşlardır. Bugün bu papirüsler; bilim tarihinde, M.Ö.1900-1800 yılları için adlandırılan, Kahun ve Berlin papirüsleri ile, M.Ö. 1700 ile 1600 yılları için adlandırılan Hiksoslar Devrinden M.Ö.1788-1580 kalma Rhind ve Moskova matematik papirüsleridir.Mısırlıların kullandığı matematik hakkındaki en eski kaynak, 1858 yılında Henry Rhind'ın Thebes'teki araştırmalarında ortaya çıkan ve Rhind Papirüsleri olarak adlandırılan papirüslerdir. Bu papirüsler 1864 yılından itibaren İngiliz Müzesi'nde sergilenmektedir. Mısır matematiği hakkındaki diğer kaynaklar, birkaç parşömen tomarı ile kil ve tahta tabletlere dayanmaktadır.

Eski Mısır tabletleri Eski Mısır insanlarının matematiği nasıl kullandıkları hakkında bize bir çok bilgi verir. En eski tabletlerden olan Rhind matemetik tabletlerinden anlaşılan, Mısırlıların kullandıkları temel sayı sistemlerinin bize çok benzer olduğu ancak kullandıkları kesir kavramının çok farklı olduğudur.



Mısırlıların kesirleri ifade etme tarzları günümüze oranla çok sınırlı kalmıştır. Mısırlılar kesir ifadesi olarak 1/2,1/3,....1/n gibi bir notasyona sahiptiler.Ancak bu notasyon 2/5,3/4 gibi kesirleri doğrudan ifade etmeye yetmiyordu.Yalnızca birim kesir notasyonuna sahip olduklarından birim kesir olmayan kesirleri ancak birim kesirlerin toplamı şeklinde ifade edebiliyorlardı.Bu ifadede ayırdedici olan özellik kullanılan bütün birim kesirlerin birbirinden farklı seçilmesiydi.Örneğin;

3/4=1/2+1/4

6/7=1/2+1/3+1/42

Basit olarak bir kesri tek bir sembol halinde değilde birim kesirlerin toplamı halinde ifade şekli,mısır kesir sayısının özellikleri sayılar teorisinde yeni çalışmalara yol açmıştır.

 

 

Mısır kesirlerini içeren temel problem, herhangi bir kesri sadece birim kesirlerin bir toplamı olacak şekilde ifade eden bir algoritmanın oluşturulmasıydı. Yıllarca çeşitli amaçlar için birçok farklı algoritmalar geliştirildi.Bu algoritmalar kuramsaldan pratiğe doğru bir eğim kazandı.



Herhangi bir rasyonel sayı, birden fazla mısır kesrinin kullanılması ile ifade edilir:

Eğer a/b kesri için,

a/b = 1/x1 +1/x2+... +1/xn

ise

1/x = 1/(x+1) +1/(x(x+1))

denklemi

a/b = 1/x1 + ... + 1/(xn-1)+1/(xn+1)+1/(xn(xn+1))

denklemini elde etmek için kullanılabilir.

Bu basit mantık Eski Mısırlıların kesir ifadesinin temelini oluşturuyordu.Örneğin;

2/4=1/4+1/4

1/4=1/5+1/(4(4+1))

2/4=1/4+1/5+1/20

 

 

Birim kesir açılımının geliştirimesindeki en kullanışsız algoritma ayırma metodudur. Temel olarak ayırma ilişki denklemi denilen

1/x = 1/(x+1) +1/(x(x+1))

eşitsizliği kullanılır ve işlevi şöyledir;

p/q rasyonel sayısı birden küçük verildiğinde, ilk olorak p/q rasyonel sayısı 1/q birim kesirlerinin p toplamı olarak yazılır. (p/q=1/q+1/q+....+1/q) Sonra açılımda tekrarlı halde bulunan 1/q kesirlerinin yalnızca bir tanesi hariç diğer tekrarların herbiri ayırma kuralı uygulanarak kaldırılır.Bu işleme toplam ifadesindeki bütün birim kesirler birbirinden farklı oluncaya kadar devam edilir.Son olarakta açılımdaki paydalarda tekrarlar olmıyacak şekilde ifade yediden düzenlenir.

Örneğin, 3/7 sayısı için

3/7 = 1/7 + 1/7 +1/7

= 1/7 + ( 1/8 + 1/56) + ( 1/8 + 1/56)

= 1/7 + 1/8 + 1/8 + 1/56 + 1/56

= 1/7 + 1/8 + (1/9 + 1/72) + 1/56 + ( 1/57 + 1/3192)

= 1/7 + 1/8 + 1/9 + 1/56 + 1/57 +1/72 + 1/3192

Bu yöntemin daima doğruluğu açıktır.

Özel Durumlar:

Mısırlılar temelde toplama işlemini kullanarak çarpma ve bölme işlemlerini yapmışlar ve bu işlemleri mısırlı kesri ifadesinde kullanmışlardır.

1/n (n bir tamsayı olmak üzere) kesrini birim kesirlerin toplamı olarak yazarken;

1.metot: 1/n=1/2n+1/2n

1/n=1/3n+1/3n+1/3n ayırmalarını kullanmışlardır.



Örneğin 1/5=1/10+1/10

1/2=1/6+1/6+1/6

Ancak birinci metot mısır kesrini tam olarak istendiği şekliyle ifade edemez.Çünkü mısır kesrinde ayıredici özellik toplam ifadesindeki birim kesirlerin birbirinden farklı olmasıdır.Dolayısıyla birinci metoda ek olarak ikinci ve üçüncü metotlar geliştirilmiştir.

2.metot: 1/2n=1/n·(1/3+1/6)

n=3 için 1/6=1/3·(1/3+1/6)=1/9+1/18

n=4 için 1/8=1/4·(1/3+1/6)=1/12+1/24

.................................................. ............

2.metotta dikkat edilirse payda her zaman çift sayıdır.Paydası tek sayı olan birim kesirleri ifade edebilmek için 3.metot geliştirilmiştir.

3.metot:1/p=1/p·1=1/p·(1/2+1/3+1/6)

n=3 için 1/3=1/3·(1/2+1/3+1/6)=1/6+1/9+1/18

n=5 için 1/5=1/5·(1/2+1/3+1/6)=1/10+1/15+1/30



Batılı matematikçiler bu yöntemi esas alarak daha gelişmiş algoritmalar oluşturmuşlardır. Bunlardan biri olan Fibonacci-Sylvester Algoritması'nı sunalım:

 

Mısır kesri algoritmasına göre daha kullanışlı bir algoritmadır. 1202 yılında Fibonacci tarafından oluşturulmuş, 1880 yılında Sylvester tarafından geliştirilmiştir. Algoritmayı Fibonacci kullanmış ancak doğruluğu 1880 yılında Syvester tarafından ispatlanmıştır.



Algoritma söyle işler:

Birden küçük p/q rasyonel sayısı için, ilk olarak p'=p ve q'=q olsun. Eğer p'=1 ise p'/q' açılımın bir parçası olurki burada yapılması gereken hiçbir şey yoktur.İfade zaten birim kesir halindedir.

Aksi takdirde r sayısı p' sayısından küçük olacak şekilde q'=sp'+r yi elde etmek için bölme algoritmasını kullanırız. Böylece

p'/q'=1/(s+1) + (p'-r)/(q'(s+1))

olur ki 1/(s+1) açılımın bir bölümünü oluşturur. Sonra p'=p'-r ve q'=q'(s+1) alınmasıyla p'/q' en küçük terime indirgenir.



Örneğin,

3/7 p=p',q=q',q'=sp'+r olacak şekilde s=2,r=1

3/7 = 1/3 + 2/ 21 p'=2,q'=21,q'=sp'+r olacak şekilde s=10,r=1

= 1/3 + 1/ 11 + 1/ 231

Fakat payda çok fazla büyüdüğü zaman ortaya kötü durumlar da çıkar. Örneğin,

5/121 = 1/ 25 + 1/ 757 + 1/ 763309 + 1/ 873960180912 +

1/1527612795642093418846225

 

 

Golomb p/q rasyonel sayısını birkaç birim kesrin toplamı olarak ifade etmek için kullanılan basit bir algoritma tanımlamıştır. Bu algoritmaya göre, birden küçük p/q rasyonel sayısı verildiğinde, p'=p ve q'=q değişken değiştirmesi yapılır. Sonra eğer p'=1 ise p'/q' açılımın bir parçası olur ki burada yapılması gerekli hiçbir şey yoktur. 0 < p'' < q' ve p'p'' = q'r+1 olacak şekilde p'' oluşturulur. Burada p'', q' moduna göre p' nin çarpmaya göre tersidir. Dikkat edelim ki

p'/q' = 1/(p''q') + r / p''

dir ve

1/(p''q')

açılımın bir kısmıdır. q' = p'' ve p' = r alınarak yukarıdaki işlemler tekrarlanır.

Örneğin,

3/7 p'=3,q'=7,p''=5,r=2

3/7 = 1 / 35 + 2 / 5 p'=2,q'=5,p''=3,r=1

= 1 / 35 + 1 / 15 + 1 / 3



Pratik Sayilar


Eğer p sayısı q sayısının bölenlerinin bir toplamı olarak yazılabilirse, p/q sayısı q sayısının paydasından daha büyük olmayan sayıların toplamı olarak ifade edilebilir. Örneğin, 9/20 sayısını açmak istiyorsak 4 ve 5 sayıları 20 sayısının bölenleri olduğundan

9 / 20 = (4+5) / 20 = 1 / 5 + 1 / 4

olarak yazılır.

Böylece pratik sayıları şöyle tanımlayabiliriz:

Tanım: Bir pratik sayı bir N tamsayısıdır öyleki n < N için, n sayısı N sayısının farklı bölenlerinin toplamı olarak yazılabilir.



Örneğin, 5/23 sayısını ifade etmek için 12 sayısının pratik sayı oluşunu kullanalım. 5 / 23 = 5·12 / 23·12 yazabiliriz.

23 < 2·12 ve 12 sayısı pratik sayı olduğundan 23·12 sayısı da pratik sayıdır. 5·12 sayısı 23·12 sayısının farklı bölenlerinin toplamı olarak yazılabilir.
5·12 / 23·12 = (46 + 12 + 2) / 23·12 = 1 / 6 + 1 / 23 + 1 / 138

Bu algoritmanın işleyişi, pratik sayıların çok fazla böleni olduğu için yavaş olabilir.

 

 

Antik Mısır, insanoğlunun binlerce yıl önce kurduğu sanat ve bilim yönünden en etkileyici medeniyetlerden bir tanesidir. Eski Mısırlılar, ilkel bir toplumun devamı olamayacak kadar engin bir tecrübeye ve bilgi birikimine sahiptiler. Putperest sapkın bir dine mensup olan Mısırlılar arasında Hz. Nuh döneminden, Hz. İbrahim döneminden gelen sanat bilgisine sahip olan ustalar vardı. Bu Musevi ustalar, geçmiş peygamberler döneminden öğrendikleri bilgileri kullanıyorlardı.


Günümüzde dünyanın pek çok bölgesinde, Mısırlıların ulaşmış olduğu medeniyet seviyesine ulaşılamamıştır. Örneğin bugün Afrika'nın çeşitli bölgelerinde, Güney Amerika'nın bazı yörelerinde, Asya'nın çeşitli topraklarında Mısır da dahil olmak üzere pek çok bölgede, medeniyet seviyesinden çok geri bir yaşam sürülmektedir. Tıp, anatomi başta olmak üzere şehir planlamacılığında, mimaride, güzel sanatlarda, tekstilde çok başarılı olan Mısır medeniyeti, bugün büyük bir takdirle ve hayretle bilim adamları tarafından incelenmektedir.



Mısırlıların mumyalama teknikleri, oldukça gelişmiş tıp bilgisine sahip olduklarını gösteren örneklerden biridir.



Tıbbın Kökeni Antik Mısır'da


Eski Mısır'da tıbbın ulaştığı gelişmişlik düzeyi oldukça şaşırtıcıdır. Kazılarda ele geçen bulgular, arkeologların yanı sıra birçok tarihçiyi de hayrete düşürmüştür. Çünkü hiçbir tarihçi MÖ. 3000'lerde yaşamış eski bir medeniyetten böylesine gelişmiş bir teknoloji beklemiyordu.


Bugün X-ışınları kullanılarak, mumyalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda Antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
34 Üstelik bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların kafatasları incelendiğinde, ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta kaldıklarını ispatlayan, kaynamış kafatası kemiklerine rastlanmıştır.35



Diğer bir örnek ise bazı ilaçlarla ilgilidir. 19. yüzyılda oldukça hızlı bir ilerleme kaydeden deneysel bilim sonucunda tıp alanında da büyük gelişmeler oldu. Antibiyotiğin keşfi de bu yüzyıldaki gelişmelerden biridir. Aslında bunlara "keşfedildi" demek hata olur, çünkü bu tekniklerin büyük bir bölümü Antik Mısır'da zaten kullanılıyordu.
36



Mısır Firavunu Tutankhamun'un cesedi, içiçe geçen iki tabut içinde muhafaza ediliyordu.
Mısırlıların tıp ve anatomide ne kadar ileride olduklarını gösteren en önemli eserlerden biri de, kuşkusuz geride bıraktıkları mumyalardır. Mısırlılar mumyalama konusunda yüzlerce farklı teknik kullanmışlardır.

Cansız bedenin binlerce yıl bozulmadan saklanabilmesine olanak sağlayan mumyalama işlemi, aslında oldukça karmaşık bir işlemdir. Bu konuda Mısırlıların kullandığı teknik özetle şu şekildedir: İlk önce ölünün iç organları dışarı çıkarılır, burundan beyin alınır, vücut sterilize edilir ve beden natron denilen bir madde ile sarılıp 40 gün bekletilirdi. (Natron; sodyum karbonat, sodyum bikarbonat ve sodyum kloridle, sodyum sülfatın karışımından oluşan bir maddedir.) Daha sonra bu madde vücuttan çıkarılır, kol ve bacaklar gibi vücudun eklemli yerleri çamur ya da kumla sarılır, sonra beden reçineye batırılmış ketenle, kokulu bir çeşit sarı sakızla ve tarçınla sarılırdı. Bir çeşit merhemin vücuda sürülmesinden sonra da ince bir keten tülle örtülürdü.
37


Mısırlılar mumyalama tekniklerini sadece insanlarda değil, farklı hayvanlarda da denemişlerdir. Antik Mısır'da tıbbın oldukça gelişmiş olduğu, ele geçen arkeolojik buluntulardan ve özellikle mumyalama tekniklerinden açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca unutmamak gerekir ki, vücudun şeklini bozmadan, ölünün tüm iç organlarını çıkartarak mumyalamaları, bu işi yapan insanların, her organın yerini bilecek bir anatomi bilgisine sahip olduklarını göstermektedir.


Mumyalamanın dışında Mısırlılar tarafından 5000 yıl önce kullanılmış olan birçok tıbbi teknik ve alet de yapılan araştırmalarda gün ışığına çıkarılmıştır. Bu konuyla ilgili pek çok detay sıralayabiliriz:


-Mısır'da tıpla ilgilenen rahipler, tapınaklarda çeşitli hastalıkları tedavi ediyorlardı. Mısırlı doktorlar, günümüzdeki gibi farklı alanlarda uzmanlaşmışlardı. Her doktorun kendine ait bir branşı vardı. Göz doktorlarından, dişçilere kadar her konuda ihtisaslaşmış hekimler hizmet veriyordu.

-Mısır'da doktorlar, devlet denetimindeydiler. Eğer hastası iyileşmezse, yahut ölürse devlet bu hatanın sebeplerini soruşturur ve doktorun kullandığı yöntemin kurallara uygun olup olmadığını öğrenirdi. Tedavi sırasında bir ihmalkarlık yapılmışsa, bu durum tespit edilir ve doktora kanunlar çerçevesinde ceza verilirdi.

Smith papirüsü - Bu papirüste, Antik Mısırlıların, ketenden yapılmış yara ve sargı bantları kullandıkları anlatılmaktadır.


-Tapınakların her biri, ilaçların hazırlandığı ve depolandığı tam teçhizatlı bir laboratuvara sahipti.

-Bilinen ilk eczacılık uygulamaları, bandaj ve kompres kullanımı örneklerine Mısır'da rastlanmıştır. Smith Papirüsü'nde, keten bezinden yapılan yapışkan bantların yaraları kapamada ne şekilde kullanıldığından bahsedilmektedir. Keten bez, bunun dışında bandaj için de uygun bir malzemeydi.

-Arkeolojik bulgulardan, Mısır'daki tıbbi uygulamaların tamamına ait detaylı bir tablo ele geçmiştir. Bununla beraber, her biri kendi alanında ihtisaslaşmış 100'den fazla doktorun ismi ve ünvanı da bulunmuştur.

-Ayrıca Kom Ombo'daki bir başka tapınak duvarındaki rölyefin içine oyuk açılmış ve buraya cerrahi aletlerin kutusu yerleştirilmiştir. Bu kutunun içinde büyük :-):-):-):-)l bir makas, cerrahi bıçaklar, testereler, sondalar, spatulalar, küçük kancalar ve pensler mevcuttu.

-Teknikler çok sayıda ve çok çeşitliydi. Kırıklar, çatlaklar tam olarak oturtuluyor, kırık tahtaları kullanılıyor ve yaralar dikişle kapatılıyordu. Mumyaların çoğunda çok başarılı bir biçimde tedavi edilmiş kırıklara rastlamak mümkündür.

-Mumyalarda herhangi bir cerrahi dikiş izine rastlanmamasına rağmen yara dikilmesi ile ilgili Smith Papirüsü'nde (bu papirüsün tamamı tıpla ilgilidir) on üç referans mevcuttur. Bu, Mısırlıların estetik yara dikimini de başarmış olduklarına işaret etmektedir. Yara dikiminde keten iplik kullanılıyordu. İğneler ise muhtemelen bakırdandı.

-Mısırlı doktorlar, steril yaralar ile enfeksiyonlu yaraları ayırt edebiliyorlardı. Enfeksiyonlu yaraların temizlenmesinde keçi yağı, köknar yağı ve ezilmiş bezelyeden oluşan bir karışım kullanıyorlardı.

-Penisilin ve antibiyotiğin bulunuşu oldukça yenidir. Fakat Eski Mısırlılar bu tür tedavilerin ilk organik versiyonlarını kullanıyorlardı. Ayrıca, Mısırlılar antibiyotiğin farklı çeşitlerini biliyorlardı. Belli türdeki hastalıklara uygun reçeteleri yazıyorlardı.
38

Görüldüğü gibi Mısır medeniyeti tıp konusunda oldukça önemli adımlar atmış, tedavi yöntemleri geliştirmiş, uzman doktorlar yetiştirmiştir. Yapılan kazılarda, tıp alanında sağlanan bu önemli başarıların yanı sıra, Mısırlıların şehir planlamacılığı ve mimari gibi konularla da çok ilgili oldukları ortaya çıkmıştır.

 

Antik mısırda kutsal sayılan papirüs bitkisinin sapları işlenilerek elde edilen yazı yazma aracı.
çinliler kağıdı ilk icad edenler olarak boy gösterir tarihte ama antik çağın ilk kağıdıdır papirüsler.

PAPİRÜS BULUNUYOR

Mısırlıların icat ettikleri kitap ise çok garipti. Uzun, çok uzun ve yüz metrelik bir şerit düşünün: Bu şerit kağıttan yapılmışa benzerse de bu genelde "acayip" bir kağıttı. Elinize alıp ışığa tutarsanız,incecik bir çok çapraz çizgilerden yapılmış karelerden meydana geleceği görülecektir. Bir parçasını koparırsınız, gerçekten de tıpkı hasıra benzeyen bir takım-eritlerden örülü olduğu kolayca anlaşılır. Görünüşte bu kağıt; sarı, parlak ve perdahlıdır. Balmumu levhalar gibi kolay kırılabilir de...

Üzerindeki satırlar şeridin uzunluğunca değil de, dikine; onlarca, hatta yüzlerce sütunlar halinde yazılmıştır. Eğer satırlar şeridin uzunluğunca yazılmış olmasaydı, her satırı okumak için şeridin bir başından öteki başına kadar gidip gelmek gerekirdi. Bu garip kağıt kendisinden daha garip bir bitkiden elde ediliyordu. Nil kıyılarının bataklık yerlerinde çıplak, uzun gövdeli ve tepesinde püsküllü olan yine garip görünüşlü bir bitki yetişmekteydi. Bu bitkinin adı papirüstü. Dil bilim olarak da kelime bir çok dilimize geçmiştir. Papier (Almanca ve Fransızca), paper (İngilizce) olarak dünya dillerinde örnekleri vardır...


 
 
  27.12.2009 216807 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol